Kenny Dorham / Quiet Kenny (1960)

Poğaça bana, ben poğaçaya bakıp duruyorduk öylece. Çay ise tamamen biz dışımızda soğumaya çalışıyordu. Etrafa bakma cesaretini bulamıyordum kendimde. Ilık bir ilkbahar sabahıydı. Başı da sonu da saçma sapan biten yolculuklardan birinde. Evden çok ama çok uzakta. Kendini kaybetmiş bir şekilde. Yalnız ve sorumsuz. Can sıkıntısından epeyce uzaklarda. İçimdeyse kendine has bir sıcaklık.

Kenny Dorham, Lotus Blossom'dan yürüyordu. Poğaçayla bakışmamızda en ufak bir ilerleme kaydedememiştik. Kafamda kendime ait endişeler vardı bolca. Üstüne bir de poğaçanın endişelerini taşımak istemiyordum. Ağırlıklar beni fazlasıyla boğuyor. Hayat o kadar zor değil, olmamalı da! Çayın kokusu çok güzel. İlkbahar sabahına yakışır şekilde buram buram.

"Geciktim biraz, kusura bakma!" dedi yanı başımda. Yüzüne alık alık baktığımı hatırlıyorum. Burada olmamalıydı. Onu kilometrelerce uzakta, bambaşka bir şehirde yapayalnız bırakmıştım. Kendi yalnızlığımı avutmak için hem de. Burada olmamalıydı ama sesi burada olduğunun kanıtıydı. Görüntüler aldatıcıdır bazen. Onu diye başkasını görmüş olabilirim belki ama ses, koku varlığını kesinleştiriyordu.

Blue Friday'e başlamıştı Kenny Dorham. Yanı başımda dikiliyordu hala. Ayağımla yandaki sandalyeyi ittirerek oturması gerektiğini anlatmaya çalıştım. Anlayışlı biridir aslında. Bu gibi önemsiz şeyleri anlar, önemli şeyleri ise daha net anlar ama işine gelmediği için farklı davranır. Yanıma oturduğunda kokusu her yanımı kaplamıştı. Kilometrelerce uzaklaşmış olmam kokusunda en ufak bir değişikliğe yol açmamıştı.

"Poğaça yer misin?" diye sordum, umursamaz bir tavırla. Verebileceği tepkilerin bir sınırı olmadığı için tavrıma dikkat etmem gerektiğini düşündüm o an. Ama onu da umursamadım.

"Onunla uğraşamam şimdi" dedi sanki çok önemsiz bir şeymiş gibi. "Çay istiyorum, hava çok güzel" diyerek devam etti. Çay ve hava arasında bağlantı kuramamıştım ama fena halde sinirli olduğunu anlamıştım. Oradan kaçmam gerektiğine emindim. Kaçacak yerim kalmamıştı. İçimde büyük korkularla oturuyordum yanında. Sessizlik etrafı sarmalamış, ben poğaçanın endişelerini bile üzerime alınmıştım.

Elini uzatıp masanın üzerinde duran elimin üstüne koydu. Ne olacağını, bunu neden yaptığını bilemiyordum. İçimde büyük bir sıkıntı vardı. Hava birden boğuklaşmış, nefes almamı güçleştirmişti. İlkbahar bütün ihtişamıyla geliyordu üzerime üzerime. Yapabileceğim çok bir şey yoktu.

"Özür dilerim. Seni çok seviyorum." dedi, eli elimin üzerindeyken. Kenny Dorham, Alone Together'a güzel bir giriş yapmıştı o sırada.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski